2 Kasım 2022 Çarşamba

 

Gerçek anlamda altüst edilmiş dünyada doğru, bir yanlışlık anıdır...



Guy Debord, ‘’Modern üretim koşullarının hakim olduğu toplumların tüm yaşamı devasa bir gösteri birikimi olarak görünür. Dolaysızca yaşanmış olan her şey yerini bir temsile bırakarak uzaklaşmıştır’‘ diyerek giriş yapar Gösteri Toplumu’na. Bundan tam 22 yıl evveli ‘’yerinde bir gösteriyle’’, kalbine ateş ederek temsili bir delik açmıştır ruhumuzda.

1968 ruhunun bir nevi elmas sutrası sayılan La Société Du Spectacle (Gösteri Toplumu); insan doğasına yabancı yapay toplum dizaynına, tüketim teşvikleriyle kotarılan toplumsal ilişkilere, kapitalizme karşı devrimci, anarşist bir karşı duruşun, sitüasyonizmin manifestosudur. Bu karşı duruş fikrinin yaramaz çocuğu Debord; hayatımızın tüm alanında etkili olan gösteriye karşı, evvela yaşam biçimimizi değiştirmemiz gerektiği telkininde bulunur. Eğer gösterinin gerçekliği, her an yüzümüze çarpıyorsa, bu durumda oyunun özgürleştirici formuna sarılmalıyız.




Paul Lafargue’ın 1880′lerde kaleme aldığı Le Droit à La Paresse (Tembellik Hakkı) adlı eseri bilinen tüm radikal direniş yöntemlerinin aksine çok basit bir öneriyle karşımıza çıkar; ‘‘çalışın, çalışın proleterler, toplumsal serveti ve kendi yoksulluğunuzu artırmak için çalışın. Çalışın ki, daha da yoksullaşarak daha çok çalışmak ve yoksullaşmak için birtakım nedenleriniz olsun. Kapitalist üretimin acımasız yasası budur işte.’’ Lafargue, dünyanın tüm proleterlerine, ‘’yeter artık çaşıltığınız, biraz dinlenin’’ diyerek, asırlardır dayatılan realitenin dışına çıkma cüreti göstermişti. Elbette Guy Debord ve Sitüasyonist Enternasyonal için bundan daha iyi bir protesto düşünülemezdi. Sitüasyonistler, tembelliğin doğasına sarılarak, ‘’gündelik hayatın tarih öncesinden ortaya çıkışını başlatmak üzere’’ oyuna iştirak edilmesi kanaatinde birleştiler.
Gösteri Toplumu’ndan önce 1960′da yayımlanan Sitüasyonist Enternasyonal Manifesto; ‘’herkesin ve her bir kimsenin özgürlüğünün garantisi, özgürce inşa edilen yaşamın, oyunun değerinde bulunmaktadır. Oyunun özgürleşmesi, yaratıcı özerkliği, dayatılan çalışma ve zevk arasındaki eski işbölümünün yerini alacaktır’‘ der.
Zamana çerçevelenmiş sanat sevicileriyle etrafımız çevrilmiş vaziyetteyken, eğer kurtuluş vaatleri gösterinin bir parçası değilse, anın örgütçülerini göreve çağırıyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder